Programcı Kafası
Nedir bu programcı kafası? Dışarıdan bakıldığın da ne yaptığı anlaşılamayan ama yaptığı işlerin sonucun da ortaya çıkanla herkese kendine hayran bırakabilecek kapasite de bir kafa. Mesela hiç umulmadık bir anda hiç de akla gelmeyen bir yöntemle yada kimsenin göremediği en basit yolla o anki sorunun üstesinden gelebilme yeteneğine sahip bir kapasite.
Akıl almaz yöntemleri olabilir kimi zaman. Seni izleyen kimseler ne yaptığını anlayamazlar ama o an o kafanın içerisine girseler neye uğradıklarına şaşırabilirler. O an orada ne şimşeklerin çaktığını ne işlemlerin gerçekleştiğine anlam veremiyebilirler. Seni anlamazlar bazen. Yada kendilerini anlatmaya zorluk çekebilirler.
Algoritmalar onların yaşam tarzı olabilir bazen en azından bazılarının. Öyle ki ufacık bir iş için öyle algoritmalar kurarlar ki sonrasın da “Nasıl yazdım lan ben bunu” diyebilme olasılıkları vardır. 24 saat boyunca bir kodda hatayı çözemezler mesela. Ama ertesi sabah sorunu çözmeleri en fazla 15 dk 🙂
Hele kafası kafasına uyan ikisi bir araya geldimi değişik sonuçlar ortaya çıkabilir. Değişik değişik fikirler, fantazik yöntemler, değişik methodlar.
Bu işlere ilk başladığım lise yıllarımı hatırlıyorum bazen. Gökay hocamızın ilk programlama dersinde bize verdiği bence olağan dışı bir ayar. Derse girer girmez bize İzmir Konak’a nasıl giderim diye sormuştu. Başta normal sanmıştım. İşin kokusu sonradan çıktı. Sınıftan birbirinden ilginç birbirinden farklı o kadar farklı fikir çıkmıştı ki. En sonun da da o yıllardır unutamadığım sözü söyledi bize.
“İşte programlama da böyledir. Sonuca birden fazla ulaşmanızı sağlar.”
Her meslekte olduğu gibi yaptıkları işlere kendi imzalarını atmayı severler. Yada anlamlı ve değişik mesajlar bırakmayı. Ama bu imzalar bazen o kadar da gün yüzünde değildir. Biraz kazımak , araştırmak gerek. Kimi zaman sevdiklerine bir mesaj, kimi zaman bir iş teklifi, kimi zaman sadece estetik. İşte bunlar hep bu programcı kafasının bir eseri. Her meslekte ki insanların kafası başka çalışır. Ama programcı kafası bir başka 🙂